foto7.jpg
Biz Kimiz, Hakkımızda Fotoğraf, Fotoğrafçılık Dağcılık Doğa Yürüyüşleri, Trekking, Gezi Doğa, Çocuk ve Doğa, Ağaç Türleri, Böcekler ve Bitkiler Bisiklet, Parkurlar, Yazılar, Anılar Sponsorlar İletişim

Çocuğumla Doğadayız Çocuğumla Doğadayız

E-Posta:


   

Ana Sayfa > Trekking ve Gezi > Anılar



Gesi Bağları

Yazı ve Fotoğraflar: Emir Yüksel

Gesi Bağları'nda Dolanıyorum
Yitirdiğim Yarimi Aman Aranıyorum
Bir Çift Selamına Güveniyorum

Gel Otur Yanıma Hallerimi Söyleyim
Halimden Bilmiyor Ben O Yari Neyleyim

Gesi Bağları'ndan Gelsin Geçilsin
Kurulsun Masalar Rakı Konyak İçilsin
Herkes Sevdiğini Alsın Seçilsin

Atma Anam Atma Şu Dağların Ardına
Kimseler Yanmasın Anam Yansın Derdime

Gesi Bağları'nda Üç Top Gülüm Var
Hey Allah'tan Korkmaz Sana Bana Ölüm Var
Ölüm Varsa Şu Dünyada Zulüm Var

Gel Otur Yanıma Hallerimi Söyleyim
Halimden Bilmiyor Ben O Yari Neyleyim

 

Küçük bir kızdır O, gurbetten gelip gelin alırlar Gesi’ye. Uzağa yani. Yol yoktur o zamanlar; tabi ulaşım imkanı da. Annesini özler küçük kız, küçüktür kendi ama yüreğinde kocaman bir özlem büyütür, anne özlemi. Bekler, bekler ki ya kendi gidebilsin ya da bir haber gelsin. İmkansız olsun ve annesi çıksın gelsin. Koca desen vurdumduymaz, anlamaz adam; kaynana desen despot ve bu durum onun hoşuna gider. Aradan geçer zaman ve adam karnına bir bebek koyar ve hatta o bebek doğar ama nafile, özlem dayanılmaz olmuştur ve o mucize bile yerini dolduramaz anne özleminin. Aylar yıllar geçer, ne kendi memleketine dönebilir ne de annesi O’na gelebilir ama haber gelir o uzaklardan. Beklenen değil ve hep uzak olması, duyulmak istenmeyen haberdir bu; ölüm haberi. Ölmüştür annesi kızın. Üzüntü ve kederle dolaşıp durur Gesi bağlarında ve dilinde de bu türkü ile. İnternet kaynaklarına göre 64 beyittir bu türkü, Gesi’li Ahmet amcaya göre ise 103 beyit. İki parçalı flüt taşır cebinde Ahmet amca, çıkartıp üfler melodisini Gesi bağlarına doğru. Herkes gibi yazın orada kalsa da kışın şehre iner ve orada bekler, tekrar geri döneceği zamanı; Gesi’ye.

 

 

Gesi, Kayseri şehir merkezine yaklaşık 20 km uzaklıkta olan ve her endüstriyel gelişimden uzak köyde olduğu gibi yalnızca yaşlı nüfusun barındığı, hatta onların da kışı şehir merkezinde geçirmeyi tercih ettikleri ve sadece yazları serinleme amaçlı geldikleri bir kasabadır. Yukarıda bahsi geçen türkü Gesi’yi herkesin bilmesini sağlamış olsa da Gesi’nin sahip olduğu tarih, doku ve kültürel birikimin önemi pek bilinmemektedir.

 

Gesi eskiden Ermeni’lerin yaşadığı bir bölgedir. Mimarisi, sokakları ve atmosferi ile aslında tarihi halen yaşan bir kasabadır. Eski zamanlardan kalma eserleri, kiliseleri ve evleri ile oldukça öneme sahiptir. Evler kesme taşlardan yapılmış olup, aralarında hiç boşluk kalmadan inşa edilmişlerdir. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi eski zamanlarda sahip olunan komşuluk ilişkileridir. Her evin yapısı, oluştuğu alt birimler olarak hemen hemen aynıdır aslında:

  • Atlık; evin ağasının geldiğinde atını koyduğu ilk giriş. Hayvanın sıcaklığının da evi ısıtması düşünüldüğü için ayrı bir ahır yapılmamıştır.
  • Aşağı oda.
  • Cağ; banyo bölümü.
  • Ahır.
  • Buzağılık.
  • Selamlık; erkeklere ayrılan bölüm.
  • Seki; yazlık mutfak.
  • Harem odası; eve gelin gelen kıza ayrılan oda.
  • Tafana; kışlık mutfak.
  • Ağa odası; evin ağasına ayrılan oda.

 


 

Evlerin diğer önemli özelliklerinden bir başkası ise, toprağın oval şekilde kazılıp, içerisinin özel yöntemlerle sıvanması sonucu oluşturulan su depolarıdır. Güneş görmeyen bu özel oda suyun sanki buzdolabında saklanması gibi, su sıcaklığını oldukça düşürmektedir. Ayrıca aynı mantık ile yapılan başka odalar da günümüz kilerleri gibi kullanılmaktadır.

 

Kasabada eski zamanlardan kalma pek çok ören yeri ve tarihi eser bulunmaktadır, bunların pek çoğu Ermeni ve Rumlara ait olsa da Gesi hamamı ismi ile anılan hamamın kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Manastır ve kiliseler ise şöyledir,

 

Surp Garabet manastırı
Surp Daniel manastırı
Yanartaş Rum kilisesi


Halk arasında Kale olarak bilinen bölge, Kale Böğrü adı ile anılan bir tepenin üzerine kurulmuş olan ve Bizans dönemine ait savunma amaçlı kullanılan bir kalenin kalıntılarını barındırmaktadır. [1]

 

Güvercinlikler


Anadolu’nun çeşitli yerlerinde eski dönemlerde bağ ve bahçelerde kullanılmak üzere gübre gereksinimi için yabani güvercinlerin belli bir sisteme göre yetiştirildikleri bilinmektedir. Güvercin gübresi, bileşimde bulundurduğu maddeler açısından oldukça değerli bir gübre olarak kabul edilmektedir. Bileşiminde yaklaşık %25 organik madde, %2 azot, %1 fosforik asit bulunmaktadır.

 


Gübre gereksinimi için yabani güvercin bakıcılığında, gübrenin düzenli toplanabilmesi ve birikmesini sağlayabilmek için bazı yapılara gereksinim duyulmuştur. Bu yapılar, Kapadokya’da “Güvercinlik”, Diyarbakır’da ise “Boranhane” olarak adlandırılmaktadır. Güvercinlikler çeşitli biçimlerde olabilmektedir. Ülkemizde farklı mimari tarza sahip üç tip güvercinlik bulunduğu söylenebilir. Kapadokya güvercinlikleri kayalara oyulmuş odacıklar şeklinde iken, Diyarbakır boranhaneleri kerpiçten yapılma binalar biçimindedir. Gesi Bağları’nda rastladığımız güvercinlikler ise “kule tipi” olarak adlandırabileceğimiz biçimde taştan örülerek yapılmışlardır. Bu tip güvercinliklere ülkemizde yalnız Gesi Bağları’nda rastlanmaktadır. Kule tipi güvercinliklerin yurt dışında benzer örnekleri bulunmaktadır. Ancak Gesi Bağları güvercinliklerinde bulunan yeraltı odası tamamen ülkemize özgü olup yurt dışındaki benzerlerinden önemli bir ayrım noktası oluşturmaktadır. [3]

 

Gesi bölgesinde yer alan ve “burç” adı verilen kule tipi güvercinliklerde, yapılar iki değişik şekilde karşımıza çıkmaktadır.

1-Ön kısım kare, arka kısım daire
2-Tamamen kare tip.

 



Bu iki tip yapının mimarisi ise üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm toprak zeminin altında bulunan “güvercin odası”dır. Bir ev odası büyüklüğünde olup kaya içine oyulmuştur. Güvercin odasının duvarlarında güvercinlerin yuvalık olarak kullanmaları amacıyla açılmış oyuklar bulunmaktadır. Odanın tavanında ise güvercinlerin odaya girip çıkabilmeleri için yaklaşık bir metre çapında bir delik yer almaktadır. Güvercin odası yeraltında olduğu için dışarıdan bakıldığında görülmez. Güvercin gübresi bu odanın tabanında birikmektedir.

 

Güvercinliğin ikinci bölümünü yörede burç adı verilen “kule” oluşturur. Kule tam olarak güvercin odasının üzerinde yer alır ve güvercin odasının tavanındaki deliğin etrafını çevreleyecek şekilde inşa edilmiştir. Kesme taşlardan örülerek yapılmış olan kule, kare ya da yuvarlak biçimli olabilmektedir. Genişliği genellikle 2-3 metre, yüksekliği ise zeminden itibaren 3-4 metre kadardır. Bu yükseklik oda tabanından itibaren 7-8 metredir. Kulenin üstü açıktır. En üstteki taşlar yatay döşenerek ve basamaklı bir yapı oluşturularak kuşların konmaları kolaylaştırılmıştır. Güvercinler kulenin üzerindeki boşluktan içeri girer ve aşağıdaki odaya inerler. Bir kale burcunu andıran surun çevrelediği yeraltı güvercin odasında, güvercinlerin gerçekten koruma altında oldukları söylenebilir.

 


Güvercinliğin üçüncü bölümünü “tünel” oluşturur. Güvercin odasına insan girişi yeraltından açılmış bir tünelle sağlanır. Tünel, 5-10 metre uzunluğunda olup bir insanın sığabileceği genişliktedir. Tünel çok belirgin olmayan bir kapı ile ya da taştan bir kapak ile dışarı açılmaktadır. Güvercinliğin sahibi yılın belli dönemlerinde bu kapıdan girerek güvercin odasına ulaşır ve tabanda biriken gübreleri toplar. [3]

Güvercinliklerin ağızları vadi içine bakacak şekilde doğu-batı yönünde yerleştirilmişlerdir. Böylece vadinin bir tarafındakiler sabah, diğer tarafındakiler ise akşam güneşini almaktadırlar. Böyle bir yerleşim sayesinde güvercinlerin soğuktan etkilenmelerini en aza indirmek amaçlanmaktadır.

 

Böyle bir yerdir aslında Gesi işte, anlatması uzun yaşanması zor ama tarihin ve doğa güzelliklerinin göz ardı edildiği bir mekân. Evet, buraya turist gelmez; evet, buraya bilmeyen uğramaz, ama Gesi yaşanmışlıkları ve bağları ile dolanılmayı hak eden bir Anadolu toprağıdır.


Kaynaklar

[1]http://gesivakfi.org/index.php?option=com_content&view=article&id=47&Itemid=56#sayfabasi
[2] http://www.guvercinler.info/icerik/238/Diyarbakir-Guvercinlikleri,-Boranhaneler.html
[3] http://www.peribacasidergisi.com/words/gesiguvercinlikleri.htm
    

Emir Yüksel - [email protected]




Tasarım: Studio Martin