foto9.jpg
Biz Kimiz, Hakkımızda Fotoğraf, Fotoğrafçılık Dağcılık Doğa Yürüyüşleri, Trekking, Gezi Doğa, Çocuk ve Doğa, Ağaç Türleri, Böcekler ve Bitkiler Bisiklet, Parkurlar, Yazılar, Anılar Sponsorlar İletişim

Çocuğumla Doğadayız Çocuğumla Doğadayız

E-Posta:


   


Ana Sayfa > Dağcılık > Yazılar



Dağlar ve Yaylalar

Bilgi Bankası

P5300109_sb_ok.jpg
Hasan Dağı, 3268 Metre, Stratovolkan , Aksaray - Fotoğraf:Deniz Tokay

DAĞLAR
Kıvrılmış yerkabuğu tabakaları, lavlar ya da yanardağlar tarafından oluşturulmuş bölge. Bu tanımlama, bölgenin yüksekliğine ya da engebelerine değil, bölgeyi belirleyen jeoloji ölçütlerine ve jeomorfoloji yapısına bağlıdır. Dolayısıyla, dağ kavramı çoğunlukla yükseklik kavramıyla birlikte akla gelirse de, bütün yüksek bölgeler dağ olarak nitelendirilemez; bazı dağların yüksekliği de birkaç yüz metreyi geçmez.



DAĞLAR VE YAYLALAR

Sözgelimi, çok aşınmış olduğu için 400 metreyi aşmayan Armorik kütlesi (Fransa), bir dağdır. Dağların karşıtıysa, değişik yüksekliklerde yer alan ve yatay tabakalardan oluşmuş bulunan yaylalardır. Meksika'da ya da Güney Amerika'da yükseltisi 2 000-4 000 m arasında


değişen orta kesim bölgeleri, dağ değil yayladır. Dağ ve yayla ayırımı, yapılarının yanı sıra, morfolojileri açısından da yapılabilir: Yaylalar, çevreleri düşeye yakın diklikte geniş düzlüklerdir;  dağ  yamaçlarıysa, değişik diklikte olabilirler (ama apansız kopukluklar göstermezler). Dağlarda iklim serttir ve tarıma pek rastlanmaz. Avrupa'daki dağlarda yaşama koşulları oldukça güçtür; buna karşılık ekvator yakınlarında ya da dönenceler arasında yer alan bölgelerde, yükseltiyle birlikte iklim de yumuşar: Meksika'da ve Güney Amerika'da Kolomb öncesi uygarlıklar, yüksek bölgelerde gelişmiştir.

 

SIRADAĞLAR
Yüksek sıradağların ayrıntılı olarak incelenebilmesi, dağcılık sporu sayesinde gerçekleştirilmiştir. Himalaya dağları günümüzde jeoloji açısından hâlâ yeterince bilinmeyen bölgelerdir. Yaşamın doğayla sürekli savaşmayı gerektirdiği bu bölgelerde, dağcılık ve bilimsel araştırma yapmak oldukça güçtür. Bununla birlikte, 19. yy'ın sonundan bu yana, dağların çok yüksek olmayan bölgeleriyle ilgili bilgiler edinilmeye başlanmıştır. Dağlar, ikiye ayrılarak incelenebilirler: Kıta içi sırradağları; kıta çevresi sıradağları.

 

KITA İÇİ SIRADAĞLARI
Kıta içi sıradağları, yerkabuğunun daha önceden pekişmiş bölgelerinde kıvrılma sonucu oluşmuş dağlardır. Bu bölgelerin tortul örtüsü çoğunlukla havzalarınkine yakındır. Tabanda ve örtüde yer alan biçim bozuklukları, çakışırlar.



JURALAR
Kuzeyde Karaorman kütlesi ile güneyde Massif Central arasında bir yay biçiminde uzanan bir kıta içi sıradağı oluştururlar. Yalnızca tortul kayalardan oluşmalarına karşın, kuzey-güney doğrultusunda uzanan ve tortul örtüyü de etkileyen kırıklarla kesilmiş ve parçalanmış granit bir horst üstüne oturduklarından, bir taban oluşumu da gösterirler. Örtü tabakası, Alp kıvrımlarının oluşmasından etkilenerek kendi de kıvrılmış ve batıda normal olmayan bir biçimde Bresse ovasına yaslanmıştır. Jüra dağlarının değişik özelliği,bu iki oluşumun birbirini etkilemesinden kaynaklanır, jüra dağları iki bölüme ayrılabilir: Geniş ve düzgün kıvrımlardan oluşan İsviçre turaları, Franche-Comte Juraları



PİRENELER
Pireneler, eksenlerini kaplayan hersinyen başkalaşımlı bir taban ile İkinci ve Üçüncü Zaman'a ilişkin bir örtüden oluşmuşlar, ilk Alp hareketleri sırasında uğradıkla rı büyük sıkışmalarla, günümüzdeki özgün görünümlerini almışlardır. Pireneler, eksen bölgesinin her iki yanma doğru, kuzeyde Akitanya havzalarına, güneyde Ebro havzasına doğru basamaklar biçiminde alçalırlar. En yüksek basamak olan merkez basamağı, bir başkalaşım tabanından oluşur; kuzeye doğru gidildikçe, kökenleri aşağı Tebeşir dönemine kadar dayanan tortul topraklardan oluşan Kuzey Pirene bölgesine, sonra da Üçüncü zaman tortullarından oluşan Alt Pirene bölgesine geçilir. Kuzey Pirene bölgesi Alt Pirene bölgesinden birbirlerini yer yer örten ters kırıklarla ayrılmıştır; eksen bölgesi Kuzey Pirene bölgesinin üstüne biner; Kuzey Pirene bölgesi de, aynı biçimde Alt Pirene bölgesi üstüne yüklenir. Juralarla aynı sıradağ tipinden olmakla birlikte, çok farklı bir görünüm sunarlar: Pireneler'de egemen öğe, taban kırıklarıdır. Tortul topraklardan oluşan bölgelerin içinde, esnek kıvrılmalar ve bazı düzeylerde sıyrılmalar yer alır. Bununla birlikte, tortul örtüdeki engebenin çoğu, alttaki taban yüzeyinin engebelerini izler; iki tektonik biçimi birbirinden bağımsız değildir.




KITA ÇEVRESİ SIRADAĞLARI
Kıta çevresi sıradağları iki bölümde incelenebilir: Aşma örtüleri bulunan sıradağlar; aşma örtüleri bulunmayan sıradağlar.



AŞMA ÖRTÜLÜ SIRADAĞLAR (ALP DAĞLARI)

Alp dağlan türünden olan bu çok karmaşık sıradağların incelenmesi, stratigrafi, petrografi ve tektonik alanlara ilişkin geniş bilgiler gerektirir. Batı Alpleri, Birinci Zaman' daki bir başkalaşım tabanından, ikinci Zaman'daki bir tortul örtüden ve Üçüncü Zamandaki bir başkalaşım örtüsünden oluşurlar. Taban, sıradağın yönüne koşut olarak yer yer yükselir. Bu noktalarda dış billursu kütleler ile iç billursu kütlelere rastlanır. Söz konusu kütleler hersinyen dagoluş sırasında başkalaşmış ve granitleşmiş bölgelerdir; Alp jeo senklinalinin büyük çöküntüsüne girmiş kıta parçaları oluştururlar. Bu çöküntüde biriken topraklar, çoğunlukla tabana bağlı kalan kıtasal permiyen fasiyesleriyle başlarlar; daha sonra gelen İkinci ve Üçüncü Zaman toprakları bütünüyle deniz baskınlarıyla ilgilidir. Alpler'in uğradığı biçim değişiklik leri, kayaçların ve bulundukları bölgelerin yapısına göre de değişiklik gösterir.



AŞMA ÖRTÜSÜ BULUNMAYAN SIRADAĞLAR (AND DAĞLARI)
Eski kıtaların çevresinde yer alan bu tür sıraların en belirgin örneği And dağlarıdır.
And dağları 10 000 km'den uzun bir dağ sistemi oluşturur, kuzeyde Antiller yayına, güneyde Ateş Ülkesi (Tierra del Fuego) - Georgia yayına bağlanırlar. Kuzey- güney doğrultusunda uzanan bir eksen boyunca birbirinden çöküntü hendekleriyle ayrılmış birçok kesim oluştururlar. Batıdan doğuya doğru, önce, Büyük Okyanus boyunca uzanan kıyı sıradağları, sonra ortalama yükseltileri 6000 m'yi bulan orta sıradağlar, kuzeydeki yüksek yaylalar (5000 m) oluşturan cephe sıradağları, yüksekliği 4000 m'yi bulan önsıradağları yer alır. And dağlarındaki en belirgin hareketler, Dördüncü Zaman'a ilişkin kırık (fay) sistemleridir: Genellikle büyük ölçüde yatay yer değiştirmeyi de kapsayan genleşme hareketleri.



VOLKANİK DAĞLAR
Kıvrımlı arazilerdeki lavların çokluğundan da anlaşılacağı gibi, çoğunlukla yanardağ etkinlikleri, sıradağ oluşumunun son evresiyle bağıntılıdır. Bununla birlikte, lavların çıktığı Massif Central'de, Alp hareketleri sonucu, eski granit taban üstünde çok yoğun yanardağ etkinlikleri oluşmuş, bunun sonucunda ortaya çıkan Puys sıradağları, yüzlerce km2'lik bir alana yayıldıktan ve yükseltileri 3 000 m'yi bulduktan sonra, Dördüncü Zaman'daki buzul aşındırması sonucunda parçalanıp dagılmışlardır: Puy de Dume'un yüksekliği günümüzde hala 1800 m'yi geçer.

Etkin bazı yanardağlar günümüzde pek çok bölgenin doruk noktalarını oluşturmaktadır: Tanzanya'da, Afrika'nın en yüksek noktası olan Kilimanjaro (5895 m); Arjantin'de, Güney Amerika'nın en yüksek noktası olan Aconcagua (6962 m); Japonya'da Fuji Yama (3766 m); vb.


SIRADAĞ OLUŞUMUNUN BÜYÜK DÖNEMLERİ
Dağlık bölgelerin yüzey şekilleri, kırıklar sonucu oluşan çökmeler ve yükselmeler gibi geç olaylardan kaynaklanır. Pliyosen devri sonucunda ulaştıkları yükseklikleri koruyabilenler, yalnızca genç sıradağlardır (Alplar, Andlar, Kayalık Dağlar, Himalayalar).Daha yaşlı sıradağlarınsa, aşınma olayı etkisiyle yükseklikleri azalmıştır Aşınma olayı, yaşlı sıradağların derin yapılarının gözlenmesine olanak sağlar (oysa genç dağlarda bu olanaksızdır). Jeoloji zamanlarında çok sayıda sıradağ oluşum dönemi birbirini izlemiş, her dönemde yeni bir bölge katılaşarak, daha önceki dönemde katılaşanlara eklenmiş, böylece kıtaların iskeleti genişlemiştir. Günümüzden 600 milyon yıldan öncesinden daha eski bir dönemi kapsayan Prekambriyen'de, çok sayıda dağoluş dönemi yer almıştır. Bunların dördü, günümüzde çok iyi bilinmektedir: Afrika, Kanada, Brezilya ve Sibirya kalkanlarının oluşmasına katkıda bulunmuşlardır. Birinci Zamanda iki dönem birbirini izlemiştir: İskandinavya ve Kuzey İskoçya'daki dağların oluşmasıyla sonuçlanan Koledonyen dönemi (—400 milyon yıl); Hersinyen dönemi. Hersinyen'de Avrupa'nın yapısı oluşmuştur (Armorik kütlesi, Massif Central, Ardenler, Vosges, Kara orman, şistli Ren kütlesi, vb.). Son dönem, İkinci ve Üçüncü Zaman'ları kapsayan Alp dönemidir.Bu dönemde de Avrupa'da Akdeniz'den başlayarak Güneydoğu Asya adalarına kadar uzanan yüksek dağ sıraları ile Kayalık Dağlar ve And dağları oluşmuştur.

 

İlgili Konular

Erciyes ve Sütdonduran Yaylası'ndan Fotoğraflar

Fotoğraflar: Deniz Tokay

Bir yolculuk, bir dağ, bir çok yıldız ve yedi pencere. Temmuz'da katıldığım bir dağ etkinliğine , açtığım yedi pencere ve bunlara eklediğim bir kaç kelime ile sizi de götürmek…
devamı»




Tasarım: Studio Martin