foto10.jpg
Biz Kimiz, Hakkımızda Fotoğraf, Fotoğrafçılık Dağcılık Doğa Yürüyüşleri, Trekking, Gezi Doğa, Çocuk ve Doğa, Ağaç Türleri, Böcekler ve Bitkiler Bisiklet, Parkurlar, Yazılar, Anılar Sponsorlar İletişim

Çocuğumla Doğadayız Çocuğumla Doğadayız

E-Posta:


   


Ana Sayfa > Dağcılık > Faaliyet Raporları



İt Oturumu Kış Tırmanışı (Kuzey - KuzeyBatı) - Olası İlk Çıkışı

Sönmez Erkaya, Haydar Can Aydınoğlu, 19 Mart 2010

Etkinliğin Tarihi : 19 Mart 2010
Etkinlikte Hava :  Gökyüzü açık
Etkinliğe Katılanlar : Sönmez Erkaya, Haydar Can Aydınoğlu
Etkinlikte Kullanılan Mlz. : Teknik kazma, ip, sikke, takoz, perlon
 
Federasyon eğitimlerinden tanıştığım arkadaşım Haydar Can Aydınoğlu ile ilk defa bir faaliyet yapacaktık. Tabii Aladağlar tercihimiz oldu. Daha önceden yaz çıkışı yaptığım "İt oturumu" kütlesini yapar peşinden başka zirveleri bir kaç gün içersinde deneriz diye plan yaptık.


Kuleye ancak öğleden sonra girdik. Burda biraz rotayı hafife almıştım. Nasılsa yazını çok rahat çıkmıştım. Fakat kışın şartların bu kule için çok çetin olabileceğini hesaba katmamışım. Kulenin Arpalığa bakan kar kulvarından çıkışa başladık. Bel kısmına geldiğimizde kuzeybatı tarafına bir yan geçiş yaptık. Bu yaklaşık 50 metrelik bir traversti. Sonrasında bir 8-10 metrelik bir iniş gerçekleştirdik. Rota tam olarak buradan başlıyordu. Yazın 4 / 5 derecelik bu rota kış koşullarında oldukça zorlayacaktı bizi. Sırtımız sokullu kamp alanına doğru dönüktü. "Krampona gerek yok, nasılsa 2-3 ip boyluk bir tırmanıştı" düşüncesi hakim olarak rotaya girdik. Fakat alet takacak bir yer bulamadık. Ne takozlar için uygun bir yer var, nede sikkeler için. Haydar biraz daha yükseldi. Fakat hala alet takabilmiş değil. Yükselmeye başladıkça ben iyice keskin uyarılara geçtim. "En azından psikolojik emniyet al" diye uyardım. Nihayet yaklaşık on metre sonra güvenli olabilecek bir sikkelik yer bulabilmişti.


Bir ip boyu bitip istasyonu kurduk. İkinci ip boyu biraz yükseldikten sonra sağa doğru yükseliyordu. İyice sağa geçince bir bacanın ortasına sıkışmış koca bir taş kütlesinin altına 2.ci istasyonu kurduk. Yaklaşık 10 metrelik bu bacanın sağ tarafına doğru iyice yan geçiş yaptık. Bu yan geçişte 8 m. falandı. Sokullu kamp alanı iyice arkamıza düşmüştü. Ama hala çadırların olduğu kısım görünmüyordu. Bu uç noktadan sola yükselerek zirveye ulaştık.


Eşşeklik etmiş, ikimizde fotoğraf makinesi yanımıza almamıştık. Hava iyice kararmaya başlarken inişe geçtik. Fakat karanlık iyice bastırdığından, normalde inilen güney kısmını tercih etmedik. Yani çıktığımız rotadan inecektik. İlk inişi yapıpta ipi çektiğimizde gelmedi. Bayağı uğraşmamıza rağmen ip gelmedi, takılmış yada biryere sıkışmış olmalıydı. Haydar yakın olduğu için ipte yükselip sıkışan kısımları düzeltti. Tekrar çektik yine gelmiyor. Yine yükseldi. Kontrollerini yaptı. Yanıma kadar indi. İpi çekti ve gelmiyor. Bende boş durmayıp aşşağısı için istasyonu oluşturmuştum. İp Haydar'ındı. Zaten çok eski olduğunu ve rotada bırakacağını söyledi. İyice üşümeye başlamıştık. Çantamızda bulunan yedek ipi devreye soktuk. Hemen inişe geçtik. Bele geldiğimizde saat 22 olmuştu. Kulvarıda bitirip kapm alanına giderken traktörcüyü aradık. Bu gece bu yorgunluğun üstüne burada kalmak istemedik.


Çok güzel bir iş başarmıştık. Yılın sayılı faaliyetlerinden biri oldu. Keyifliydik. Bu tırmanış hepsine bedel olmuştu. Artık en az 2 hafta kendimize gelemezdik. Köye indiğimizde saat 23. 30 olmuştu.  Hala açtık. Evde karnımızı doyurduktan sonra yün yorganların karşı konulamaz ağırlığında uykuya dalmıştık. Odun sobasının gürül gürül yanması bize nenni gibi gelmişti...


          
Sönmez Erkaya (wantuz)




Tasarım: Studio Martin