foto11.jpg
Biz Kimiz, Hakkımızda Fotoğraf, Fotoğrafçılık Dağcılık Doğa Yürüyüşleri, Trekking, Gezi Doğa, Çocuk ve Doğa, Ağaç Türleri, Böcekler ve Bitkiler Bisiklet, Parkurlar, Yazılar, Anılar Sponsorlar İletişim

Çocuğumla Doğadayız Çocuğumla Doğadayız

E-Posta:

Content on this page requires a newer version of Adobe Flash Player.

Get Adobe Flash player



   

Ana Sayfa > Doğa > Doğal Haberler



Hiçbir Canlı Bu Eziyeti Hak Etmiyor

29.08.07

Hiç bir canlı bu eziyeti hak etmiyor.Bingöl’ün Yedisu İlçesi’nde, bir taraftan sıcak baskısı diğer yandan insan korkusu ile, kendini Peri Çayı’na atan yavru ayı, çevrede piknik yapanlar tarafından acımasızca taşlanarak öldürüldü. Annesi avcılar tarafından vurulmuş halde ormanda bulunan yavru ayı haberleri son zamanlarda gazete sayfalarına sık sık konu oluyor. Buzdağının görünen yüzünü yansıtan bu görüntünün gerisinde, tilkiler siyanürle kitle halinde zehirleniyor, yaralı kurtlar işkence ile öldürülüyor, tehlike altındaki çizgili sırtlanlar telle boğuluyor.  

 

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), insanların yetiştirilme tarzının bir sonucu olarak, toplumda yerleşmiş yanlış inançların ve algıların bunda önemli bir payı olduğuna inanmaktadır. Yaban hayvanları, çocuklara birer "öcü" olarak öğretilmektedir. Bunun en bilinen örneği olan "Kırmızı Başlıklı Kız" hikayesinde, kurt "canavar", onu baltayla parçalayan avcı "kahraman" olarak sunulmaktadır. Ayıların, insanı tehdit eden devasa gövdeli korkunç yaratıklar olarak bahsedildiği; yırtıcı ve sürüngenlerin aşağılanıp yerildiği, baykuşun uğursuz sayıldığına dair bilgiler birçoğumuzun bilinçaltına yerleşmiş durumdadır. Yeryüzündeki yaşam zincirinin halkaları birbiri ardına yok olurken, hala tanık olduğumuz bu tür davranışlar, sadece bilgiden ve bilinçten değil, bir insanın sahip olması gereken vicdandan da yoksun kaldığımızı göstermektedir. 

 

4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na göre, söz konusu olayın mağduru olan bozayı, Türkiye’de koruma altında bulunan yaban hayvanlarının başında gelmektedir. Yurdumuzda ve dünyada sayıları azalan ve doğal yaşam alanları hızla daralan bozayılar, yaşamını sürdürebilme çabası içinde, insanla giderek daha sık karşı karşıya gelmekte ve bu durum hayvanların aleyhine sonuçlanmaktadır. Hemen hemen her gün, ülkemizin bir köşesinde, bahçelere ve kovanlara zarar verdiği gerekçesiyle bozayılar öldürülmektedir. 

 

Bu tür olaylara sağduyulu yaklaşım, bu hayvanların, insanlarla daha sık karşı karşıya geliyor olmasındaki nedenleri iyi anlamayı ve çözümleri bunun üzerinden aramayı gerektirmektedir. Yabani hayvanların ihtiyacını karşılayabileceği su ve besin kaynakları insanlar tarafından "gasp edilmiş" durumdadır. Öteden beri uygulanan doğal kaynak yönetim biçimi, yabani hayvanların varlığını ve onun ekosistemin bir parçası olduğunu göz ardı etmektedir. Ormanlarımızdaki, yabani elma, armut, erik ve benzeri ağaçlar, işe yaramaz düşüncesiyle kesilmekte ve ormanların oluşturulmasında bu türlerin ihmal edilmesi sonucu yabani meyvaların orman kompozisyonundaki oranı azalmaktadır. 

 

Doğal alanlar üzerinde insan etkisi arttıkça, yaban hayvanı popülasyonlarında dengesiz gelişmeler söz konusu olmaktadır. Örneğin, ayı, domuz ve benzeri hayvanların popülasyonunu dengeleyecek yırtıcı türlerin sayısı yok denecek kadar az kalmıştır. Bir zamanlar aynı ortamda yaşayan leopar gibi yırtıcı türler maalesef yok olma durumuna gelmiştir. Doğal ortamda besin bulamayan kurtlar artık, çöplükler ve evcil sürülerden elde ettikleri besinlerle doymak durumunda kalmaktadır. Doğal alanlardaki yabani arı yuvalarından kara kovanlara aktarılmak üzere oğul alınması, ayıların bal kaynaklarının tükenmesine sebep olmaktadır. İnsan yerleşimine yakın yerlerde yiyecek aramak artık ayılara daha cazip gelmekte ve bunun sonucunda ayı-insan çatışması kaçınılmaz hale gelmektedir.

 

2007-2008 Merkez Av Komisyonu kararlarına göre bir bozayının öldürülmesi 18 bin YTL ile cezalandırılmaktadır. Bu tür olayların önüne geçmek için kısa vadede yapılması gereken en önemli şey, cezai yaptırımların eksiksiz bir şekilde uygulanması ve caydırıcılığının sağlanmasıdır. Ancak, yabani hayvanlar ile kırsal bölgelerde yaşayan insanlar arasındaki sorunların ve zaman zaman karşılaşılan bu tür trajedilerin önüne geçmek, cezai önlemlerin diğer önlemlerle tamamlanmasını gerektirmektedir. Bunların başında, kırsal bölgelerde yaşayan insanların uğradığı zararın, karşılanmasını sağlayacak düzenlemelerin, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi etkin bir şekilde hayata geçirilmesi gelmektedir.  

 

Ayrıca, yaban hayvanları hakkında nesillerdir aktarılan "canavar" öğretilerini temelden yıkmak için ilkokullardan başlayarak insanların yaban hayvanlarına yönelik olumsuz algısını değiştirecek ve insanın, yaban hayatı ile ilişkisinde daha bilinçli ve sorumlu davranışlar sergilemesini sağlayacak eğitim çalışmalarına daha fazla önem ve destek verilmelidir. 

 

Her ne gerekçe ile olursa olsun, hiçbir canlı, söz konusu olayda yaşanan eziyeti hak etmediği gibi, bu yapılanları insan vicdanı kabul edemez. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) olarak, tüm ülkenin gözü önünde yaşanan bu vahşeti kınıyor ve yetkililerin, bu olaya dönük cezai yaptırımlar dâhil, bir daha bu tür olayların yaşanmamasını sağlayacak önlemleri en kısa zamanda almasını bekliyoruz. 

 

Bilgi için:

Deniz Şilliler Tapan, Basın ve Yayın Koordinatörü, [email protected]




Tasarım: Studio Martin